Pages

Üzgünüm ama ben imparator olmak istemiyorum!

Charlie Chaplin. Bir komedyen.. Çok klişe fakat düşündüren de bir komedyen.
Filmlerinin gösterildiği her ülkede insanların hayranlığını toplamasına rağmen, ABD vatandaşlığını reddetmesi sebebiyle bu ülkede kendisine yönelik büyük bir karalama kampanyası başlatılmış, “Gold Rush” adlı filmindeki bazı sahnelerin komünizm propagandası olarak yorumlanması bu kampanyayı başarıya ulaştırmıştır. Chaplin, ailesi ile birlikte sınırdışı edilerek ABD’ye girmesi yasaklanmıştır.

Charlie Chaplin’n “sessiz” ama sisteme karşı son derece açık kavgasıyla adeta bütünleşmiş olan “Modern Zamanlar” filmi; kapitalizmin giderek gelişmesiyle insan doğasında belirmeye başlayan tek tipleşme ve makineleşmeyi çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. 1930’lu yıllarda ABD’de yaşanan ekonomik krizi ve bunun yol açtığı sosyal ve insani çöküntünün yarattığı dramı, komedi formunda ve trajik bir biçimde beyaz perdeye taşımıştır. Bantlarda ve dev makineler arasında çalışan insanların, sistemin işlemesi adına birer makine parçası haline gelmesi, kapitalist üretim ilişkileri içerisinde metalaşan insan yaşamı filmin ana temasını oluşturmaktadır.
Dar bir kapıdan toplu olarak çıkan koyun sürüsüyle, metro merdivenlerinden çıkıp işyerlerine yönelenler arasındaki açık benzerliğe bir gönderme yaparak tektipleştirilmeye çalışılan insanı en yalın haliyle anlatır. En çarpıcı sahnelerinden birisini ise, işçilerin yemek arası nedeniyle makinelerinin başından ayrılmalarını önlemek amacıyla, işçilere çalışmaya devam ederlerken yemek yemelerini sağlayacak ahtapota benzer yeni bir makinenin devreye sokulması sırasında yaşanan görüntüler oluşturur. Üretim ilişkilerinin toplumsal düzenin şekillenmesinde belirleyici bir etmen olduğunu gözler önüne seren film “modern çağın” insan hayatına ve gündelik yaşamın gereklerine nasıl hakimiyet kurabildiğini tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.

Chaplin’in yarattığı karakter, kapitalizm ve onun ana çarkları olan kurumlarla ve altında yatan ideolojiyle kavga içerisindedir. Sisteme gösterilen karşı duruş sisteme kanalize olmama çabası “sessiz” ama derin çığlığı ile karışıyor. Onun için sessizlik sürekli bir hareketliliği dayatan kapitalizme karşı önemli bir direniş aracı olmuştur.. Sinemanın onda simgeleşmiş sessiz haykırışıyla yaşamları metalaştıran sisteme karşı verdiği mücadelesinden dolayı Chaplin’in önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
Fimlerinin her biri ders gibidir onun. Bir tarafı yüceltmeden, duygu sömürüsü yapmadan anlatılmak istenenin anlatılabileceğini göstermiştir ve onun üstüne şimdilik başka biri gelmemiştir. Kendisi bana göre bir dahidir. Kapitalizmin ne olduğunu görmek isteyenlere belli dozlarda Charlie Chaplin almalarını şiddetle tavsiye ederim.

btemplates

0 yorum:

Yorum Gönder